30 Nisan 2011 Cumartesi

başlıksız, başsız, amaçsız...

aslında bu senaryoda en az sorumluluk senin. ama sen de, bir nebze de olsa sorumlusun. mustafa sarp ısrarın için. gençleri kullanmadığın için.

hepimiz seninle aynı durumdayız. evimizde, televizyon karşısında aynı bu durumdayız.

bitsin artık bu sene. nasıl bir camia olduk? ne futbol oynayabiliyoruz, ne kongre düzenleyebiliyoruz ne de seçim yapabiliyoruz. bu konu da, gökçe kircali tarafından yazılmış güzel bir yazı paylaşmak istiyorum:


kimdir adnan polat…
-naylon süren başlıklarıyla gönderilen efsane başkanın kırılan kalbinin bedelidir adnan polat…
-şampiyon yaptıktan sonra gönderilen lucescu’ nun gözyaşlarının bedelidir adnan polat…
-küstürülen fatih terimin astığı ceketin bedelidir adnan polat…
-uefa şampiyonu kadroya yapılan vefasızlıkların vebalidir adnan polat…
-gerets’in alnından akan kanın alınmayan intikamının galatasaray’dan akıtıldığı kandır adnan polat…
-bülent tulun’un ettiği “ah” tır adnan polat…
-feldkamp’tan çalınan emeklerle iki adnan’ın yazdığı tezin aheste aheste çıktığı adamdır adnan polat…
-rahmetli başkanı huzur içinde yatırmayan adamdır adnan polat…
-arkasında durduğunu arkasına bakmadan yollayan adamların ettiği beddualardır adnan polat…
-aldığı fiyattan azına satıp kar eden adamdır adnan polat…
-çizgiyi geçmeyen toptur adnan polat…
-bitmeyen transferdir adnan polat…
-şanssızlıkların sebebidir adnan polat…
-kongre üyelerini zenci-beyaz,taraftarını provakatör,kendisini eleştireni düşman gören adamdır! adnan polat…
-dün dediğini bugün unutan adamdır! adnan polat…
-kurucusunun adını yoğunlukta unutan adamdır! adnan polat…
-her sene takımda revizyon yapan adamdır! adnan polat…
-artırdığı gelirden fazlasını harcayıp sadece artırdığı gelirleri anlatan,matematik bilmeyen adamdır! adnan polat…
-aziz yıldırımın duasıdır adnan polat…
-ibra edilmeyen,devrik adamdır! adnan polat…
-kendi yaptığı tüzüğe itiraz eden adamdır! adnan polat…
-kulübünü mahkemeye veren,yüzsüzlüğü belli olmasın diye hukuk maskesi takan adamdır! adnan polat…
-enerji işi sıkıntıya girmesin diye güce boyun eğen adamdır! adnan polat…
-koltuğunda oturmak için hiledir,yalandır adnan polat…
…tutulmayan sözdür,uçan yazıdır,kindir,nefrettir,tarihin en kötü başkanıdır adnan polat…

gökçe kircali
ua

17 Nisan 2011 Pazar

Hastane Odası

4 boyutludur bir hastane odası: hasta, refakatçi, ziyaretçi ve sağlık personeli.

Hasta. Odanın başlıca nedenidir. İlginin veya acımanın odağıdır. Moral verici cümlelere karnı tok olsa da muhtaçtır. Ekmek elden, su gölden diye kandırmaya çalışır kendini ama bir an önce o kapıdan çıkıp gitmek için dünyaları vermeye hazırdır.

Refakatçi. Gönüllüdür ama yine de o odanın dışına hasrettir hep. Dışarıdan gelen her etkide gözü parlar. Kendisinin hasta olmadığını ve o odaya ait olmadığını anlatmak ister bazıları. Her gelen ziyaretçiyi ilgi ile dinler.

Dışarıdan gelen her ses aslında hem hastaya hem de refakatçiye odanın dışında bir dünya olduğunu hatırlatır. Hasta da, refakatçi de o dünyaya geri dönme çabasındadır.

Ziyaretçi. Gelip geçici. Süt, kolonya, çiçek vs. O ziyareti kolaylaştırabilecek herşeyi yanına almaya gönüllüdür.

Sağlık personeli. Bitse de mesai, gitseler. Nasıl olsa her zaman hasta ve refakatçi olacak. İşleri bitmez. Ama bu işi yapabilmek için de profesyonel olmak gerekli.

14 Nisan 2011 Perşembe

Aşk Kilitleri




Como gölündeki iskelenin ucundaki korkuluklardaki asma kilitleri görünce epey şaşırmıştım. "Ho voglia di te", "Seni istiyorum" isimli bir filmleştirilmiş bir romandan sonra buraya kilitler asılmaya başlanmış. Yazarı Federico Moccia. Aslında bu "aşk kilidi" olgusu yaygın bir uygulama imiş.







Macaristan'ın Pécs şehrinde ise olay biraz abartılmış. Pécs şehir meydanında cami ile katedral arasında uzanan demir çit dolmuş taşmış. Yanına bir tane daha çit gerilmiş insanlar kilit asabilsinler diye...






Aşk kilitlerinin çıkış noktası olarak ise Çin gösterilmekteymiş. Macaristan'da abartılmış dedik ama uzak doğuda bu iş çığırından çıkmış.









Biraz ironi kokuyor sanki. Türkiye'de bez bağlanır, adı çaput olur. El alem bağlar adı "love lock" olur. Gerçi aşk çözülmesin diye kilit en doğru nesnedir sanırım. Olayı folklorik açıdan incelersek, aslında bayrağı bir olgu haline getiren de bu olaydır. Bayrak da sırığın ucuna bağlanmış bir bez parçasıdır. Sonra biz aldık onu nerelere götürdük o başka bir mesel...Biraz da orta asya ve türk inanışlarını incelemek gerekir. Çin'den, daha doğrusu Çin Seddi'nden ortaya çıktığı düşünülürse bu kilit olayının, sanırım biraz daha kurcalarsam, bu olayı güneş dil teorisi ile bağdaştırabilir.

Daha fazla bilgi ve fotoğraf ise burada.